Küçük Kadınlar”daki performansınız hakkında nasıl eleştiriler alıyorsunuz?
- Dizide gerçek performansımın beşte birini bile sergileyemiyorum ama insanlar oyunculuğumu beğeniyorlar.
Hande Soral (Armağan)
Oyuncu psikoloğu olacak
Aldığınız psikoloji eğitiminden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama insanları sürekli izleme halindesiniz.
- Evet, psikoloji eğitimiyle alakalı bir şey olabilir. Sürekli çevremdeki olayları ve insanları takip ederim. İnsanların her davranışı benim için ayrı bir şey ifade edebiliyor. Hoşuma gidiyor insanların nelere nasıl tepkiler verildiğini gözlemlemek. Hepimiz farklı birer bireyiz ama hemen hemen aynı olaya aynı tepkileri veriyoruz çok enteresan geliyor. Bu gözlemlerim eminim oyunculuğuma da faydası dokunacak.
Peki, sette daha deneyimli oyuncuları gözlemlerken ne hissediyorsunuz?
- Sette gözlem yapmak inanılmaz güzel bir şey. Eğitimim bittikten sonra oyuncu psikoloğu olmak istiyorum. Herkesin olduğu gibi oyuncularında bir psikoloğa ihtiyaçları vardır.
Ağlama sahneleri nasıl geçiyor sizin için. Malum sürekli bir dramatik ortam var dizide.
- İlk ağlarken çok gerildim. İkinci bölümün başında anne ve babanın öldüğünü öğreniyoruz ve bir tepki veriyoruz. Senaryoyu aldım okudum oyuncu koçuma “Ne yapacağız hocam” dedim. O da bana: “Belki bir yakınını kaybetmedin ama ölümle ilgili kafanda bir resim oluşturabilirsin” dedi. Beş dakika falan bekledik ben hazır hissettiğimde okumaya ve ağlamaya başladım.
Dizide hep bir dram var. Bu hep böyle mi gidecek?
- Bilmiyorum… Bizde senaryo gelince öğreniyoruz her şeyi. Galiba ileriki bölümlerde olaylar daha da dramatik olacak. Senaryoyu okurken hep “Bu da mı olacaktı” falan diyorum. Ancak dizide yaşananlar hayatın gerçeği. Bu tür zorlukları yaşayan insanlar var.
- Armi hakkında açılan fan club’ler hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Tabi ki çok güzel… Küçük hayranlarımızla iletişim içerisindeyiz sürekli. Onların sevgisinin çok gerçek olduğuna inanıyorum. Tabii bu, dizideki karakterlerin sevilmesiyle alakalı bir şey.
Yasemin Ergene’ye benzetiyorlarmış sizi?
- Evet, hem de çok. Yasemin Ergene sandıkları bile oluyor yani.
Birilerine benzetilmek sizi rahatsız ediyor mu?
- Niye rahatsız etsin ki… Bu kadar çok insan var, tabii ki birbirleri birilerine benzetilecek. İnsanlar çift yaratılmış olduğu söylenir, ben buna inanıyorum. Belki bir gün aynım bile çıkabilir.
Burak Sağyaşar (Utku)
Sosyoloji okuyor
Oyunculuk meselesine nasıl merak sardınız?
- 10 yaşımdan beri istiyordum oyuncu olmayı. Zaten anne ve babam da bu sektördeydi. Muhammer Ergun’a gidip “Şaşı Felek Çıkmazı’nda bana rol yazar mısınız?” diye sormuştum. Yazdı ve öyle başladı oyunculuk. 14 yaşındaydım, Ankara’da yaşıyordum ve İstanbul’a taşınmak zorunda kaldım. İstanbul’a gelince yavaş yavaş reklamlar başladı. “Yemin” dizisine 18. bölümde girdim ve 54. bölüme kadar oynadım. “Yemin”de 22 yaşında bir tetikçiyi oynuyordum. Sonra da “Küçük Kadınlar” dizisi başladı. Şu an 21 yaşındayım ve geleceğe dair çok güzel planlarım var.
Okul devam ediyor mu?
- Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde eğitime devam ediyorum.
Biraz Utku karakterinden konuşalım…
- Utku zengin bir ailenin züppe olmayan bir çocuğu. Küçüklüğünden beri zengin olduğu için imkanlarını lüks olarak görmüyor artık. Zaten en son dedesi, Utku’nun bütün kredi kartlarına ve eşyalarına el koydu.
Armi’yle aranızda neler olacak?
- Ben de çok merak ediyorum, sürekli senaristi arıyorum. Utku, Armi’yi gerçekten çok sevdi. Utku, Londra’da gerçekten çok rahat yaşamış. Birisini beğendiği zaman hemen gitmiş “Senden hoşlanıyorum” demiş, öpmüş falan. Fakat ilk defa çetin bir cevize denk geldi. Armi’yi tanıdıkça Utku’nun aşkı iyice kabarıyor. Bakalım ileriki bölümlerde neler olacak. Ben de çok merak ediyorum. Utku ile Armi’nin geleceğini.
Küçük Kadınlar”daki performansınız hakkında nasıl eleştiriler alıyorsunuz?
- Dizide gerçek performansımın beşte birini bile sergileyemiyorum ama insanlar oyunculuğumu beğeniyorlar.
Hande Soral (Armağan)
Oyuncu psikoloğu olacak
Aldığınız psikoloji eğitiminden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama insanları sürekli izleme halindesiniz.
- Evet, psikoloji eğitimiyle alakalı bir şey olabilir. Sürekli çevremdeki olayları ve insanları takip ederim. İnsanların her davranışı benim için ayrı bir şey ifade edebiliyor. Hoşuma gidiyor insanların nelere nasıl tepkiler verildiğini gözlemlemek. Hepimiz farklı birer bireyiz ama hemen hemen aynı olaya aynı tepkileri veriyoruz çok enteresan geliyor. Bu gözlemlerim eminim oyunculuğuma da faydası dokunacak.
Peki, sette daha deneyimli oyuncuları gözlemlerken ne hissediyorsunuz?
- Sette gözlem yapmak inanılmaz güzel bir şey. Eğitimim bittikten sonra oyuncu psikoloğu olmak istiyorum. Herkesin olduğu gibi oyuncularında bir psikoloğa ihtiyaçları vardır.
Ağlama sahneleri nasıl geçiyor sizin için. Malum sürekli bir dramatik ortam var dizide.
- İlk ağlarken çok gerildim. İkinci bölümün başında anne ve babanın öldüğünü öğreniyoruz ve bir tepki veriyoruz. Senaryoyu aldım okudum oyuncu koçuma “Ne yapacağız hocam” dedim. O da bana: “Belki bir yakınını kaybetmedin ama ölümle ilgili kafanda bir resim oluşturabilirsin” dedi. Beş dakika falan bekledik ben hazır hissettiğimde okumaya ve ağlamaya başladım.
Dizide hep bir dram var. Bu hep böyle mi gidecek?
- Bilmiyorum… Bizde senaryo gelince öğreniyoruz her şeyi. Galiba ileriki bölümlerde olaylar daha da dramatik olacak. Senaryoyu okurken hep “Bu da mı olacaktı” falan diyorum. Ancak dizide yaşananlar hayatın gerçeği. Bu tür zorlukları yaşayan insanlar var.
- Armi hakkında açılan fan club’ler hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Tabi ki çok güzel… Küçük hayranlarımızla iletişim içerisindeyiz sürekli. Onların sevgisinin çok gerçek olduğuna inanıyorum. Tabii bu, dizideki karakterlerin sevilmesiyle alakalı bir şey.
Yasemin Ergene’ye benzetiyorlarmış sizi?
- Evet, hem de çok. Yasemin Ergene sandıkları bile oluyor yani.
Birilerine benzetilmek sizi rahatsız ediyor mu?
- Niye rahatsız etsin ki… Bu kadar çok insan var, tabii ki birbirleri birilerine benzetilecek. İnsanlar çift yaratılmış olduğu söylenir, ben buna inanıyorum. Belki bir gün aynım bile çıkabilir.
Burak Sağyaşar (Utku)
Sosyoloji okuyor
Oyunculuk meselesine nasıl merak sardınız?
- 10 yaşımdan beri istiyordum oyuncu olmayı. Zaten anne ve babam da bu sektördeydi. Muhammer Ergun’a gidip “Şaşı Felek Çıkmazı’nda bana rol yazar mısınız?” diye sormuştum. Yazdı ve öyle başladı oyunculuk. 14 yaşındaydım, Ankara’da yaşıyordum ve İstanbul’a taşınmak zorunda kaldım. İstanbul’a gelince yavaş yavaş reklamlar başladı. “Yemin” dizisine 18. bölümde girdim ve 54. bölüme kadar oynadım. “Yemin”de 22 yaşında bir tetikçiyi oynuyordum. Sonra da “Küçük Kadınlar” dizisi başladı. Şu an 21 yaşındayım ve geleceğe dair çok güzel planlarım var.
Okul devam ediyor mu?
- Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde eğitime devam ediyorum.
Biraz Utku karakterinden konuşalım…
- Utku zengin bir ailenin züppe olmayan bir çocuğu. Küçüklüğünden beri zengin olduğu için imkanlarını lüks olarak görmüyor artık. Zaten en son dedesi, Utku’nun bütün kredi kartlarına ve eşyalarına el koydu.
Armi’yle aranızda neler olacak?
- Ben de çok merak ediyorum, sürekli senaristi arıyorum. Utku, Armi’yi gerçekten çok sevdi. Utku, Londra’da gerçekten çok rahat yaşamış. Birisini beğendiği zaman hemen gitmiş “Senden hoşlanıyorum” demiş, öpmüş falan. Fakat ilk defa çetin bir cevize denk geldi. Armi’yi tanıdıkça Utku’nun aşkı iyice kabarıyor. Bakalım ileriki bölümlerde neler olacak. Ben de çok merak ediyorum. Utku ile Armi’nin geleceğini.
Küçük Kadınlar”daki performansınız hakkında nasıl eleştiriler alıyorsunuz?
- Dizide gerçek performansımın beşte birini bile sergileyemiyorum ama insanlar oyunculuğumu beğeniyorlar.
Hande Soral (Armağan)
Oyuncu psikoloğu olacak
Aldığınız psikoloji eğitiminden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama insanları sürekli izleme halindesiniz.
- Evet, psikoloji eğitimiyle alakalı bir şey olabilir. Sürekli çevremdeki olayları ve insanları takip ederim. İnsanların her davranışı benim için ayrı bir şey ifade edebiliyor. Hoşuma gidiyor insanların nelere nasıl tepkiler verildiğini gözlemlemek. Hepimiz farklı birer bireyiz ama hemen hemen aynı olaya aynı tepkileri veriyoruz çok enteresan geliyor. Bu gözlemlerim eminim oyunculuğuma da faydası dokunacak.
Peki, sette daha deneyimli oyuncuları gözlemlerken ne hissediyorsunuz?
- Sette gözlem yapmak inanılmaz güzel bir şey. Eğitimim bittikten sonra oyuncu psikoloğu olmak istiyorum. Herkesin olduğu gibi oyuncularında bir psikoloğa ihtiyaçları vardır.
Ağlama sahneleri nasıl geçiyor sizin için. Malum sürekli bir dramatik ortam var dizide.
- İlk ağlarken çok gerildim. İkinci bölümün başında anne ve babanın öldüğünü öğreniyoruz ve bir tepki veriyoruz. Senaryoyu aldım okudum oyuncu koçuma “Ne yapacağız hocam” dedim. O da bana: “Belki bir yakınını kaybetmedin ama ölümle ilgili kafanda bir resim oluşturabilirsin” dedi. Beş dakika falan bekledik ben hazır hissettiğimde okumaya ve ağlamaya başladım.
Dizide hep bir dram var. Bu hep böyle mi gidecek?
- Bilmiyorum… Bizde senaryo gelince öğreniyoruz her şeyi. Galiba ileriki bölümlerde olaylar daha da dramatik olacak. Senaryoyu okurken hep “Bu da mı olacaktı” falan diyorum. Ancak dizide yaşananlar hayatın gerçeği. Bu tür zorlukları yaşayan insanlar var.
- Armi hakkında açılan fan club’ler hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Tabi ki çok güzel… Küçük hayranlarımızla iletişim içerisindeyiz sürekli. Onların sevgisinin çok gerçek olduğuna inanıyorum. Tabii bu, dizideki karakterlerin sevilmesiyle alakalı bir şey.
Yasemin Ergene’ye benzetiyorlarmış sizi?
- Evet, hem de çok. Yasemin Ergene sandıkları bile oluyor yani.
Birilerine benzetilmek sizi rahatsız ediyor mu?
- Niye rahatsız etsin ki… Bu kadar çok insan var, tabii ki birbirleri birilerine benzetilecek. İnsanlar çift yaratılmış olduğu söylenir, ben buna inanıyorum. Belki bir gün aynım bile çıkabilir.
Burak Sağyaşar (Utku)
Sosyoloji okuyor
Oyunculuk meselesine nasıl merak sardınız?
- 10 yaşımdan beri istiyordum oyuncu olmayı. Zaten anne ve babam da bu sektördeydi. Muhammer Ergun’a gidip “Şaşı Felek Çıkmazı’nda bana rol yazar mısınız?” diye sormuştum. Yazdı ve öyle başladı oyunculuk. 14 yaşındaydım, Ankara’da yaşıyordum ve İstanbul’a taşınmak zorunda kaldım. İstanbul’a gelince yavaş yavaş reklamlar başladı. “Yemin” dizisine 18. bölümde girdim ve 54. bölüme kadar oynadım. “Yemin”de 22 yaşında bir tetikçiyi oynuyordum. Sonra da “Küçük Kadınlar” dizisi başladı. Şu an 21 yaşındayım ve geleceğe dair çok güzel planlarım var.
Okul devam ediyor mu?
- Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde eğitime devam ediyorum.
Biraz Utku karakterinden konuşalım…
- Utku zengin bir ailenin züppe olmayan bir çocuğu. Küçüklüğünden beri zengin olduğu için imkanlarını lüks olarak görmüyor artık. Zaten en son dedesi, Utku’nun bütün kredi kartlarına ve eşyalarına el koydu.
Armi’yle aranızda neler olacak?
- Ben de çok merak ediyorum, sürekli senaristi arıyorum. Utku, Armi’yi gerçekten çok sevdi. Utku, Londra’da gerçekten çok rahat yaşamış. Birisini beğendiği zaman hemen gitmiş “Senden hoşlanıyorum” demiş, öpmüş falan. Fakat ilk defa çetin bir cevize denk geldi. Armi’yi tanıdıkça Utku’nun aşkı iyice kabarıyor. Bakalım ileriki bölümlerde neler olacak. Ben de çok merak ediyorum. Utku ile Armi’nin geleceğini.